Sayfalar

28 Ekim 2013 Pazartesi

Okunmayan bir şiir

                                                               @sadpotter



















Biri çalsa kapımı sabah ansızın,
Tomurcuklar kurumuş çiçekler açar
Bir kadın baksa gözlerime,
Sadece bir şarkı çalar eskilerden
Mavi gecelerden arda kalmış
siyaha bürünmüş imzalı bir albümden,
O kadar...
Engindeki bir vapurun düdüğü delse geceyi
Foça'dan kanatsız bir martı havalanır Urla'ya, İzmir'e

Cana yeten bir asalak
Dayanılmaz bir ısrarcı
Hastalara zehir
Yorgun bedende sancı,
Hele ki aşkın kara yüzüyüm ben

Kırılmaz bir çemberin içinde kaldım
Dışarı çıkamıyorum,
İmdat diyemiyorum.

Gurursuzluğumum ak lekesi
Olmayan'ın aşkı kadar ağır,
Durdurulmuş yüreğimde.
Yazılıp silinmiş bir roman,
Duyulmayan bir şarkı,
okunmayan bir şiir,
susturulmuş bir çığlığım

Öksüz bir kedi yavrusuyum ben.
sokağa terkedilmiş
Hasta ve yaşlı bir köpek.
Siyah beyaz bir fotoğrafım bit pazarında

Anasının vura vura
kapı dışarı ettiği bir çocuk

Haritasız, kaptansız yarım bir gemiyim,
Kuru denizlerde tek başına seyrederim.
Sırtından süngülenmiş asker,
Zulada boş bir şişe...
Fenersizim karanlık dehlizlerde;
Artık parlamayan ışıltımı
Yok olanı
Seviyorum ölesiye.
                    
                              @sadpotter




26 Ekim 2013 Cumartesi

BARIŞ MANÇO - UNUTAMADIM


Barış Manço - Unutamadım 

Dün yine yapayalnız dolaştım yollarda
Yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni

Unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin
Öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni

Yıllar ikimizden de çok şeyler götürmüş
Sen yeni yuva kurarken beni paramparça bölmüş
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
at
Unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin
Öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni


-Sen benim dünyamı alsan da benden-
         ben yüreğimi geri alamadım,
Sen'de kaldı,
     bağışla"...........

                                                                                             @sadpoptter            


23 Ekim 2013 Çarşamba

Torunum Tuna ...Kızım Duygu 'nun oğlu...(Facebook'tan)


Yavuz Peker 
4 saat önce · DüzenlendiAlbüm: Arkadaşların ve etiketlenen herkesin arkadaşları
Torunum Tuna ...Kızım Duygu 'nun oğlu... — Duygu Kök ve 2 diğer kişi ile birlikte.



























211

 diğer kişi bunu beğendi.

21 Ekim 2013 Pazartesi

Sevgili M.Akın Güre'nin Facebook ta, hakkımdaki paylaşımı



Yavuz'a


AŞKIN MATEMATİĞİ

Hayat acıların entegralidir.
Aşk da onun türevi.

                                        M.Akın Güre

@sadpotter



18 Ekim 2013 Cuma

Sendin bana neşe veren "Seviyorum, sevdim" diyen - Sen benim sıcak güneşim güzel tatlı tek eşimdin - Kara sevdam sevgilimdin

|


Bu akşam çok efkarlıyım
Kalbim neden kan ağlıyor
Bunu bir bilsen sevgilim
Güneş solgun gündüz gece
içimde sen bir bilmece
Izdırabı heceliyor

Sensiz yalnız sensiz içim
Gözyaşlarım yağmur gibi
Yanağımı ıslatıyor

Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim

Dudaklarımda bir ateş avuçlarımda alevsin
Sensiz yalnız sensiz içim ilahımsın sevgilim
Sen benim herşeyimsin
Hayatım anlamsız şimdi
Sendin bana neşe veren "Seviyorum, sevdim" diyen
Sen benim sıcak güneşim güzel tatlı tek eşimdin
Kara sevdam sevgilimdin

Unutamam asla seni
Hergün anıyorum yasla seni
N'olursun dön dön bana

Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim

Gözlerin...Barış Akarsu




Gözlerin boşluğa dalıp gider
Sahipsiz bakışların benim olsun isterim
Sırların acıdan ağlar örer
Kendi kayboluşların sende dursun isterim

Ağladım senin için ilk defa
Elimde parçalanmış bir hayat var aslında
Hapsoldum söylediğim yalanlara
Çıkışlar hep kapanmış ruhum dar sokaklarda

Sırların acıdan ağlar ören
Kendi kayboluşların sende dursun isterim
Ağladım senin için ilk defa
Elimde parçalanmış bir hayat var aslında
Hapsoldum söylediğim yalanlara
Çıkışlar hep kapanmış ruhum dar sokaklarda



                                         Urla -Yıldızperk Sokak                                    Y.P




















"...................

Dünyayı bana verdiğinde,
Hani geri dönmeyip,
yanımda kaldığında,
    ben yüreğimi  sana verdim...
        -Sen benim dünyamı alsan da benden-
         ben yüreğimi geri alamadım,
Sen'de kaldı,
     bağışla"...........

"I have no tears, there is only pain"






14 Ekim 2013 Pazartesi

Hayvanların işkence ile öldürülmediği, ve insanca dayanışmaya, kardeşliğe; kazasız belasız, kansız, mutlu bayramlara vesile olsun bu Kurban Bayramı, Bayramınız eşinizle, dostunuzla, sevdiklerinizle, küçükleriniz, büyüklerinizle birlikte kutlu olsun...

KURBAN VE BEN

Kurban bayramları hiç “nerdeee o eski bayramlarrr” havasında hiç geçmedi benim için. Bence bu konuda bir çok çocuk için “kral çıplak” hikayesinin gerçekliği söz konusudur. Hiçbir çocuğun, can veren bir hayvanı görüp, ardından bayram sevincini yaşaması ve bu dört günü huzur içinde geçirmesi düşünülemez. Eve alınan kurbanın son birkaç gününü geçireceği merdiven altı benim için hüzünlü bir ziyaret yeri olurdu. Kurbana nasıl hizmet edeceğimi bilemezdim. Okul, oyun falan vız gelir bütün aklım onda olurdu. Ve kesileceği gün bile, her zamanki gibi ardımdan kuyruk sallayarak bilmeden onu bekleyen korkunç bir ölüme doğru gitmesi, inandığım tüm değerleri bir anda yıkardı. Her sene tekrar yaşanan bu dram dolu günleri “bayram geliyor” sevinciyle bayrama telaş içinde hazırlananları görünce, onların hangi fikrin ardında koşup, bu kadar neşeli olabildiğini merak eder, bir cevap bulamazdım. Bunlara annem babam, bütün büyüklerim de dahildi.Hayvan, her zaman kendisine sevgi gösterene bunu fazlasıyla iade ediyordu.Ya biz ona neler yapıyorduk?. Kimdi bunların sorumlusu?. Neden bu güzel hayvan göz göre göre, anlamadığım şarkılar eşliğinde bağlanıp, yere yatırılarak kanlar içinde başı gövdesinden ayrılarak öldürülüyordu?. Her çırpınması belki de kaçıp kurtulma umudu taşıyordu. Ama kanı şah damarından oluk gibi fışkırınca takatsiz kalan yüreği duruyor;çırpına çırpına can veriyordu.Acaba onun yerine kendimizi mi koyuyorduk?. Kimbilir.
İşte o anda yeni alınan ayakkabıların, elbiselerin, verilen harçlıkların, hatta ağlaya ağlaya aldırılmış yeni bisikletin hiçbir anlamı kalmıyordu!.Hele bir de annemin ya da babamın can veren kurbanın kanından parmağına bulaştırıp alnıma sürmek istemesi beni deli ederdi. Ama bir bakıma da törenin sonunu gösterirdi bu!. Alnımda duran bu küçük sıcak ve kırmızı leke, bir zamanlar kuyruk sallayıp ardımdan koşan, ama artık can vermiş ve artık şükür ki; hiçbir acı duymayan bu hayvandan kalan küçük bir hatıraydı belki de benim için. Şimdi zavallıyı ayaklarından asma ve derisini şişirme vakti gelmişti!. Her şey ne kadar da kesin bir bilinmişlikle yapılırdı!. Tepsilere konan etler komşu evlere özenle dağıtılırdı…Hayvanın hiçbir parçası israf edilmemeye çalışılırdı. Yoksa biz çocuklara verilen güzelim bayram hediyeleri bütün bunlara katlanalım diye miydi?. Ya da zavallı kurbana karşı duyduğumuz acının hafifletilmesi için miydi?...Bilinmezdi.

" Yalnız kalanlara, fakirlere,öksüzlere, yetimlere, yaşlılara, hasta başında yorgun düşenlere, terkedilenlere, sevdiğinden ayrı düşenlere Allah sabır versin...Elimizden geleni yapmaya uğraşalım...Tatil günleri değildir bayramlar...Otel köşelerine, sahil boylarına kaçmayalım. Tüm sevenler, sevdiklerine kavuşsun...Büyükler, küçükler mutlu olsun...İnsanların mesaja, sms ye değil, -imkanları varsa-  birbirlerini görmeye ihtiyacı var, bir sms yi bile çok görenlere ne demeli?...Onlar elbette insanlıktan nasiplerini yeterince almamışlardır..Dileriz böyle bir bayramda yürekleri yumuşar, iflah olurlar..."
                                                                                                                                Yavuz Peker

13 Ekim 2013 Pazar

Hangi Ayrılık



Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.
Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Ben de bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan
zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam! ...
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! . olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze! .....
Hangi anası tipli parlak çömeze,
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve! .. Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?

10 Ekim 2013 Perşembe

Mavilim...



sabah oldu mumları söndürdüm
yine benim uykumu öldürdün
yağdı yağdı üstüme hatıralar

sabah oldu gözleri mavilim
uyan artık sevgili zalimim
seni sevdim, sen bana düşman mısın?

ah, mavilim
aşk yolum, sahilim
eşin yok cihanda
âşığım ben sana

hiç unutma,
arada bir hatırla
sevişmelerimizi, ah sevgilim,
beni sakın unutma

hiç unutma
arada bir hatırla
eski resimlerime bak, sevgilim
beni sakın unutma

sevgili zalimim,
gözleri mavilim
(seni sevdim)
sen bana düşman mısın?



                               Objektifimden Kapalıçarşı-İstanbul                @sadpotter

4 Ekim 2013 Cuma

AT KADEHİ ELİNDEN...


Bu gece son gecemiz acı günler yakında
Bir ömür böyle geçti olamadık farkında
At kadehi elinden bin parçaya bölünsün
Dökülsün meyler yere hâtıralar gömülsün


Dolu dolu içerdik kadehlerde aşkı biz
Güneş bize doğardı ne mutluyduk ikimiz

At kadehi elinden bin parçaya bölünsün
Dökülsün meyler yere hâtıralar gömülsün

       Bir önceki vapur ve ben. İzmir / Üçkuyular.- Ekim 2008          @sadpotter