Yok olacak bir gün her şey; Parmak izleri çömlek parçalarında Kalacak. Sen FOÇA’da Gözlerin deniz, Saçlarında POSEİDON’un nefesi, Elinde ROMA’lı kandilin kulbu Ve soğuk denizlerin Dil bilmez kızı olarak Kalacaksın.
bir evim olacaktı sessiz huzurlu bahçesi, bağı olacaktı, ve dostlarla paylaştığımız saatler... bahçemde atölyem istediğimde neler neler yapardım. yazılarım olacaktı...çok yazardım da. eskiden ve yeniden şimdi kanadı yaralı güvercin dostumun gittiği gibi gidemem ben... o iyileşti ve gitti. uğurlar olsun, yeniden karşılaşmak için o kadar geç ki! ben,ayağımdan bağlı ben. olmayan evlerde olmayan dostlerınla bitir artık çileni ve ebedi yaşama topal adımlarla yaklaş artık.
Ellerim çamurlu... Yoğuruyorum güneşi, denizi Sonsuz çemberler çiziyorum, Binlerce yıllık toprakla... Soluyorum, dünü-bugünü Denizin yuvarlak taşları gibi, Çalışıyorum seni
"yapacaksan bir şeyi işte böyle yapacaksın" diyemiyorum, benliğimi saran melankoli taş gibi ağır içimde kaldırıp atamıyorum. bin yıllık denizi, hatta sımsıcak güneşi koklayıp sevemiyorum. bir uzansam gökyüzüne, dalsam zümrüt sularına egenin baksam saatlerce bir çocuğa bir kuşa, bir kucaklasam seni doyasıya uçsam sınırsız ve özgür senle işte düşünüyorum ama çaresiz yapamıyorum
gölgeler dolaşır müzikler dolaşır, odamın duvarına çarpıp gider geri gelmez. bir ayna kırılır bir defa, bir daha yok zaman mı akar yoksa ben mi insanlar bir şeyler mi söylerler bir şeylere dair kaybolur gider, kaybolur gider her şey dünya döner durur neden döndüğünü bilmeden ve bir gün ben de kaybolurum, sarı bir çiçeğin altında,
elvada son akşam kızıllığı elveda akşama hazırlanan komşu evler, elveda bütün güvercinlerim elveda KARAOVA elveda isteklerim,hırslarım elveda sevenler, sevmeyenler ve elveda penceremden son kez gördüğüm FOÇA karası!