Sayfalar
2 Temmuz 2006 Pazar
2 Nisan 2006 Pazar
Avni Arbaş ve Foça'daki atölyemde yaptığım bir çömlek - 1991
Foça Belediyesi'nin desteği ile deniz kenarında; Beşkapılar ve Kibele tapınağı arasındaki gezi yolunda küçük; tahtadan yapılma bir çömlek atölyesi açmıştım. Kısa zamanda tanınmış; bir çok ünlü kişi ile de tanışma, sohbet etme fırsatı yakalamıştım. Hal böyle olunca; benim küçük kulübem sanki bir kültür merkezi gibi olmuştu. Akşam üzerleri günün yorgunluğunu atmak ve sohbet etmek isteyen dostlarla dolar taşardı...Atölye ve geçirilen acı tatlı yaşanmışlıklar şimdi tarih oldu tabii...
(Üst resimdeki çömlek zarif ve çok ince bir çalışma idi; iyi bir fiata Norveç'li bir genç kıza sattığımı hatırlıyorum!.Aşağıdaki resimde,büyük ressam Avni Arbaş'ın bir akşam ziyareti)
Avni'nin Atları
Bu atlar Avni’nin atları
Kuvayi Milliye atları
Kara yamçı altında ak sağrı
dolgun
Titrer burun kanatları
Bu atlar Avni’nin atları
Kuvayyi Milliye gelecek yine
Şahin atlar aşarak yeli
Çiğneyerek gavuru da,
Anzavur’u da
Kuvayi Milliye gelecek yine
Hem bu sefer ayyıldızlı
bayrağı da ışık içinde.
Bu atlar Avni’nin atları
Kuvayi Milliye atları
Titrer burun kanatları.
Bana Avni’nin atlarına
Binmek nasip olmasa gerek
Ama Memet binecek
Gelecek düşmanla topuz topuza!
Gülüm, Kuvayi Milliye atları
Gözüm, Kuvayi Milliye atları,
Memleketi satanları
bağlasınlar,
Kuyruğunuza…
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet Resim: Avni Arbaş |
İnebolu'da Kurtuluş savaşında kullanılan kayıklar
Kurtuluş savaşında yıllarca hudutsuz silah cephane ve levazımatı, yılmadan, Karadeniz'in azgın dalgalarına ve düşmana korkusuzca meydan okuyarak taşıyan İnebolu'nun kahraman denizcileri ve halkıdır. Cumhuriyetin yeni nesilleri kendilerine çok şey borçludur.
(İnebolu canım annemin memleketidir. Annemin rahmetli babası Hayri Bey, zamanında İnebolu'nun Evkaf müdürü imiş. Bu hatırası derin şehri ne yazık ki sık ziyaret edemiyoruz. En son fotoğrafın çekildiği 1974 yılında kardeşim Oğuz Peker ile gitmiştik)
(İnebolu canım annemin memleketidir. Annemin rahmetli babası Hayri Bey, zamanında İnebolu'nun Evkaf müdürü imiş. Bu hatırası derin şehri ne yazık ki sık ziyaret edemiyoruz. En son fotoğrafın çekildiği 1974 yılında kardeşim Oğuz Peker ile gitmiştik)
30 Mart 2006 Perşembe
1990 yılı Foça'sından
“yeg elsker deg”
Yok olacak bir gün her şey;
Parmak izleri çömlek parçalarında
Kalacak.
Sen FOÇA’da
Gözlerin deniz,
Saçlarında POSEİDON’un nefesi,
Elinde ROMA’lı kandilin kulbu
Ve soğuk denizlerin
Dil bilmez kızı olarak
Kalacaksın.
Yavuz Peker
Temmuz 1990
Yok olacak bir gün her şey;
Parmak izleri çömlek parçalarında
Kalacak.
Sen FOÇA’da
Gözlerin deniz,
Saçlarında POSEİDON’un nefesi,
Elinde ROMA’lı kandilin kulbu
Ve soğuk denizlerin
Dil bilmez kızı olarak
Kalacaksın.
Yavuz Peker
Temmuz 1990
29 Mart 2006 Çarşamba
Orası
bir evim olacaktı
sessiz huzurlu
bahçesi,
bağı olacaktı,
ve dostlarla paylaştığımız saatler...
bahçemde atölyem
istediğimde neler neler yapardım.
yazılarım olacaktı...çok
yazardım da. eskiden ve yeniden
şimdi kanadı yaralı güvercin dostumun
gittiği gibi
gidemem ben...
o iyileşti ve gitti.
uğurlar olsun,
yeniden karşılaşmak için
o kadar geç ki!
ben,ayağımdan bağlı ben.
olmayan evlerde olmayan dostlerınla
bitir artık çileni ve ebedi yaşama
topal adımlarla yaklaş artık.
19:54 15.07.2005
Yavuz Peker
sessiz huzurlu
bahçesi,
bağı olacaktı,
ve dostlarla paylaştığımız saatler...
bahçemde atölyem
istediğimde neler neler yapardım.
yazılarım olacaktı...çok
yazardım da. eskiden ve yeniden
şimdi kanadı yaralı güvercin dostumun
gittiği gibi
gidemem ben...
o iyileşti ve gitti.
uğurlar olsun,
yeniden karşılaşmak için
o kadar geç ki!
ben,ayağımdan bağlı ben.
olmayan evlerde olmayan dostlerınla
bitir artık çileni ve ebedi yaşama
topal adımlarla yaklaş artık.
19:54 15.07.2005
Yavuz Peker
92 den bir resim, bir şiir
Melankoli
"yapacaksan bir şeyi
işte böyle yapacaksın" diyemiyorum,
benliğimi saran melankoli
taş gibi ağır içimde
kaldırıp atamıyorum.
bin yıllık denizi,
hatta sımsıcak güneşi
koklayıp sevemiyorum.
bir uzansam gökyüzüne,
dalsam zümrüt sularına egenin
baksam saatlerce
bir çocuğa bir kuşa,
bir kucaklasam seni doyasıya
uçsam sınırsız ve özgür senle
işte düşünüyorum
ama çaresiz
yapamıyorum
ekim 92
Yavuz Peker
"yapacaksan bir şeyi
işte böyle yapacaksın" diyemiyorum,
benliğimi saran melankoli
taş gibi ağır içimde
kaldırıp atamıyorum.
bin yıllık denizi,
hatta sımsıcak güneşi
koklayıp sevemiyorum.
bir uzansam gökyüzüne,
dalsam zümrüt sularına egenin
baksam saatlerce
bir çocuğa bir kuşa,
bir kucaklasam seni doyasıya
uçsam sınırsız ve özgür senle
işte düşünüyorum
ama çaresiz
yapamıyorum
ekim 92
Yavuz Peker
28 Mart 2006 Salı
Kaybolurum
gölgeler dolaşır
müzikler dolaşır,
odamın duvarına çarpıp gider
geri gelmez.
bir ayna kırılır
bir defa, bir daha yok
zaman mı akar yoksa ben mi
insanlar bir şeyler mi söylerler
bir şeylere dair
kaybolur gider,
kaybolur gider her şey
dünya döner durur
neden döndüğünü bilmeden
ve bir gün ben de kaybolurum,
sarı bir çiçeğin altında,
17:13 02.10.2003
Yavuz Peker
müzikler dolaşır,
odamın duvarına çarpıp gider
geri gelmez.
bir ayna kırılır
bir defa, bir daha yok
zaman mı akar yoksa ben mi
insanlar bir şeyler mi söylerler
bir şeylere dair
kaybolur gider,
kaybolur gider her şey
dünya döner durur
neden döndüğünü bilmeden
ve bir gün ben de kaybolurum,
sarı bir çiçeğin altında,
17:13 02.10.2003
Yavuz Peker
Elveda
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)