Sayfalar

26 Eylül 2012 Çarşamba

Ölürüm sevdiğim zehirim sensin, Evvelim sen oldun ahirim sensin



Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım

Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığına
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına

Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim

Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

                                 Eski ev - Urla               Yavuz peke
Işıklar içinde uyu Neşet Usta; başlı başına bir ekoldün, bir okuldun...Bozkırın yetiştirdiği bir ozandın sen...

Ne kadar  duygulu yapmışsın bu türküyü de...Bizleri alıp götürüyorsun yine yüreğimizin, sevdamızın derinliklerine.
O sevgiliye dökülür müydü dilimizden bu sözler; gider miydi acaba onun kulaklarına bu sesler, yoksa her zaman olduğu gibi boğazımızda düğümlenir, içimizde mi kalakalırdı acaba?...

Bu ne kadar ağırbaşlı, ne kadar  özlenmiş, o kadar sessiz bir avazdır be usta!...

Sanki senin organlarından biri haline gelmiş sazının tellerine, bu kadar içli vurup ne onu ne bizleri kahretmeseydin !...Böyle dizeler dizilmeseydi sazının yanıbaşına...Bizlere ne kastin vardı?...Şimdi bir de terkedip gidiyorsun...


Ağzın, tezenen, yüreğin gelecek kuşaklara her zaman örnek olacak, kılavuz olacaktır....Bu toprakların insanları, sazını ve sesini asla unutmayacaktır!...

2 yorum:

Akın Güre dedi ki...

Neset Ertas gibi kac ozanımız kaldı bilemiyorum, belki bu topraklarda ismi saklı kalmış nice ozan var, ama onlar da kendi türkülerinde yanmaya devam ediyorlardır...

Yavuz Peker dedi ki...

Evet,henüz tanıyamadığımız ozanlarımız vardır bence de...Onların var olduklarını ,Anadolu'da bir yerlerinde "türküleriyle yandıklarını" düşünmek bile mutlandırıyor insanı...