Ey soğuk camdan görünen mutsuz kumru,
Titretince özgür tutsağını,
Sadece iki kelimeyle bu yalnız viranenin,
Elemler içindeki, tüyden hafif yüreğini,
Yerinde durmamalısın dedi sana belki de,
Bu zaptedilmez kalp atışları sanki
Piyerloti'den İzmir'in mavi bahçelerine
İner mi o yumuşak ayakların ve
Pamuktan beyaz parmakların?
Avuçların da tutar mı acaba
kan damlalarını yüreğimin?
İşte o yakın gün,
Ya da ben mi öyle derim bilmem ama;
Bir akşamüstünün kana dönmüş gökyüzü,
Ve çılgın sevinci, -gider alev olur fener alaylarında-,
Ve mutsuzlukların dilek olup tutulduğu derin denizler,
Tüm ışıltısıyla parlar mavi aynalarda yansıyarak...
.
Nafile bekler, sevgisiz dikenler,
Senden bereket yağmurlarını susadıkça,
Ve bir top gibi yuvarlak, kar gibi beyaz gövdene dolanmayı...
Sen,kanatları yaralı kumru,
Kafesinden kaçıverecek oluyorsun artık,
Daha fazla suskun kalamayan sesinle biteviye öterek;
Açılacaksın engin denizlere, süzülen altın kanatlarınla
Geçmiş yaşamların küçük keskin parçaları şimdi,
Mutsuzluğun o kristal gözyaşı damlaları oluyor
Yalnız bekleyen adamın içine damlayarak
Hüzün kefesine kan ekliyor durmadan
Sonsuzluğa gidip gelen acılarıyla,
Karmaşık dünyasının çıkmaz sokaklarında dolaşırken.
Bu kadar ısıtır mı bir nefes uzakları?
Tüm kadehleri doldurur mu şarapla deniz bu gece?,
Gökyüzü kızarıyor mu yoksa yine?
Sevda ocaklarının demlenmemiş küskünlüklerinde,
Ve sen yaralı kumru,
Bekler misin boş bırakılmış kapısız kafesinde?
Bir imkansız, bir bilinmez sevinçli hasret,
kemirir mi dersin eskisi gibi umut bulutlarını,
Sen güzel kumru havalanınca,
Renklerin akıl almaz güzellikteki
Ama hüzünle gülümseyen yüzü,
birden anaçlaşıyor,
Kanat çırpmaların, - bir parlak kıvılcımla- doğuruyor işte bak!
"Yarınların tutkulu, adrenalin dolu" dünyası"nı,
Sancıyla, yükselemeyen coşkulu bir sevinçle olsa da,
Ay gibi ışıldayan çehresiyle bu gece
Doyasıya tut onu sen,
talihten kağıt uçaklar yapan adam!
duygunu saklamadan, yükselmelisin çekinmeden ,
Gerçekleri bile kalın bir tülle örterek hem
Ve neticede hüznün ağır dünyası eriyor içinde bak!
Kanat çırparak sana doğru atılan
Ulaşılmaz hayallerin, bu dipsiz su dolmuş kuyularında,
ateşten sıcak, kardan beyaz kollarında.
- Yavuz Peker -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder